Derin ven trombozu (DVT), genellikle bacaklardaki derin toplardamarlarda (venlerde) oluşan kan pıhtısı ile karakterize bir dolaşım sistemi hastalığıdır. Bu pıhtı, damar içerisinde kan akışını engeller ve tedavi edilmezse ciddi komplikasyonlara yol açabilir. DVT, çoğunlukla baldır veya uyluk bölgesindeki damarlarda oluşur, ancak nadiren kollarda da görülebilir.
En ciddi komplikasyonu, pıhtının yerinden koparak akciğer damarlarını tıkaması sonucu gelişen pulmoner embolidir. Bu durum hayati tehlike oluşturabilir ve acil müdahale gerektirir.
DVT Hangi Durumlarda Gelişir?
Derin ven trombozu, genellikle aşağıdaki risk faktörlerinin bir veya birkaçıyla ilişkilidir:
- Uzun süre hareketsizlik (örneğin uzun uçak veya araba yolculukları)
- Büyük cerrahi operasyonlar (özellikle ortopedik ameliyatlar)
- Travma veya alt ekstremite kırıkları
- Gebelik ve doğum sonrası dönem
- Hormonal ilaçlar (doğum kontrol hapları, hormon tedavileri)
- Kanser ve bazı kan hastalıkları
- Ailede pıhtılaşma öyküsü
- Obezite ve ileri yaş
Bazı bireylerde genetik pıhtılaşma bozuklukları da (trombofili) DVT riskini artırabilir. Bu nedenle, açıklanamayan tromboz durumlarında ileri genetik testler gerekebilir.

Derin Ven Trombozunun Belirtileri Nelerdir?
DVT her zaman belirgin semptomlarla ortaya çıkmayabilir. Ancak sıklıkla şu belirtiler gözlemlenir:
- Baldır ya da uyluk bölgesinde ağrı (çoğunlukla tek taraflıdır)
- Bacakta şişlik, özellikle ayak bileği ve baldırda
- Kızarıklık ve ciltte ısı artışı
- Cilt renginde morarma veya parlaklık
- Bacak çevresinde artış (çap farkı)
Bazı hastalarda DVT, herhangi bir belirti vermeden ilerleyebilir ve doğrudan pulmoner emboli ile kendini gösterebilir. Bu nedenle risk grubundaki bireylerde semptomsuz seyir de dikkate alınmalıdır.
Tanı Nasıl Konulur?
Derin ven trombozu tanısı, klinik değerlendirme ve görüntüleme yöntemleriyle konur. Şüpheli bir DVT durumunda başvurulan tanı araçları şunlardır:
1. Doppler Ultrasonografi
En yaygın kullanılan yöntemdir. Damar içerisindeki kan akışı ölçülerek tıkanıklık olup olmadığı belirlenir. Ağrısız, non-invaziv ve güvenilir bir yöntemdir.
2. D-dimer Testi
Kanda pıhtılaşma ürünü olan D-dimer düzeyinin yüksek olması, DVT olasılığını düşündürür. Ancak tek başına tanı koydurmaz, ultrasonla desteklenmelidir.
3. BT Venografi veya MR Venografi
Nadir durumlarda veya alt seviyedeki damarlarda pıhtı şüphesi varsa kullanılabilir. Özellikle pelvik bölge trombozlarında tercih edilir.
Derin Ven Trombozu Nasıl Tedavi Edilir?
Tedavi, pıhtının yerleşim yeri, boyutu, eşlik eden hastalıklar ve komplikasyon riskine göre kişiye özel planlanır. Amaç, pıhtının ilerlemesini önlemek, akciğerlere gitmesini engellemek ve yeni pıhtı oluşumunu durdurmaktır.
1. Antikoagülan (Kan Sulandırıcı) Tedavi
DVT tedavisinin temelini oluşturur. Kullanılan ilaç türleri:
- Düşük molekül ağırlıklı heparin (iğne şeklinde)
- Yeni nesil oral antikoagülanlar (NOAC/DOAC): Rivaroksaban, apiksaban gibi ilaçlar
- Varfarin (kumadin): Daha eski bir tedavi seçeneğidir, INR takibi gerektirir
Tedavi süresi genellikle en az 3 aydır, ancak bazı vakalarda bu süre 6–12 aya kadar uzayabilir. Uzun süreli kullanım kararı, pıhtının nedeni ve hastanın bireysel risklerine göre verilir.

2. Kateter Yardımıyla Pıhtı Eritme (Trombolitik Tedavi)
Özellikle genç hastalarda, yaygın (karın içi toplardamara uzanan) ve yeni oluşmuş pıhtılarda, damar içerisine yerleştirilen bir kateter aracılığıyla pıhtı eritici ilaç verilir. Bu tedavi:
- Pıhtının daha hızlı çözülmesini sağlar
- Uzun vadede damar kapakçıklarında hasarı azaltır
- Post-trombotik sendrom riskini düşürür
Ancak kanama riski yüksek olduğu için her hastaya uygulanmaz. Uygunluk, dikkatle değerlendirilmelidir.
3. Kompresyon Çorabı Kullanımı
Özellikle iyileşme sürecinde önerilir. Bacakta venöz basıncı azaltarak ödem ve ağrıyı hafifletir. Ayrıca post-trombotik sendrom riskini azaltır. Günde en az 8 saat giyilmesi önerilir.
4. İleri Durumlarda Cerrahi Müdahale
Çok nadir durumlarda, özellikle yaşamı tehdit eden büyük damar trombozlarında cerrahi pıhtı çıkarma (trombektomi) gerekebilir. Bu işlem genellikle özel merkezlerde ve deneyimli cerrahlarca uygulanır.
DVT Önlenebilir mi?
Evet. Özellikle risk altındaki kişiler için bazı önlemler hastalığın gelişimini engelleyebilir:
- Uzun süren yolculuklarda bacakları hareket ettirmek, bol sıvı almak
- Büyük ameliyatlardan sonra erken mobilizasyon
- Gerekirse geçici süreyle antikoagülan ilaç kullanımı
- Hormon tedavilerinde düzenli takip
- Kilo kontrolü ve düzenli egzersiz
Derin ven trombozu, bazen belirti vermeden ilerleyebilen ama hayati risk taşıyan bir damar hastalığıdır. Erken tanı ve uygun tedavi ile hem pulmoner emboli riski azaltılır hem de uzun vadeli komplikasyonlar önlenebilir. Bacakta şişlik, ağrı veya renk değişikliği gibi şikayetler fark edildiğinde, vakit kaybetmeden bir sağlık kuruluşuna başvurmak gerekir.