Bacak damar tıkanıklığı, tıp literatüründeki adıyla Periferik Arter Hastalığı (PAH), kalpten çıkan ve vücudun uç noktalarına oksijen zengini kan taşıyan atardamarların, damar sertliği (ateroskleroz) nedeniyle daralması veya tıkanması sonucu ortaya çıkan yaygın bir dolaşım problemidir. Bu hastalık en sık olarak bacakları besleyen damarları etkilese de, aslında tüm vücudu ilgilendiren sistemik bir sorunun habercisidir. Yürüme mesafesini kısıtlayarak yaşam kalitesini düşürmekten, ileri evrelerde uzuv kaybına yol açabilen ciddi komplikasyonlara kadar geniş bir yelpazede seyreder. Erken tanı ve doğru tedavi ile hastalığın ilerlemesi durdurulabilir ve sonuçları büyük ölçüde önlenebilir.

Periferik Arter Hastalığı (PAH) Nedir?

Kalbin pompaladığı temiz kan, aort adı verilen ana atardamar aracılığıyla tüm vücuda dağılır. Bacaklara giden damarlar da bu sistemin bir parçasıdır. Ateroskleroz (damar sertliği) sürecinde, kan dolaşımındaki fazla kolesterol ve yağ partikülleri, damar duvarının iç yüzeyinde birikerek “plak” adı verilen yapılar oluşturur. Bu plaklar zamanla büyüyerek damarın içini daraltır ve kanın serbestçe akmasını engeller. İşte bu daralma veya tam tıkanma durumuna bacak damar tıkanıklığı denir.

Kimlerde Görülür ve Ana Risk Faktörleri Nelerdir?

PAH, özellikle 50 yaş üzeri bireylerde sıkça görülür ve yaş ilerledikçe risk artar. Erkeklerde kadınlara göre daha sık rastlanır. Hastalığın gelişimini hızlandıran en önemli risk faktörleri şunlardır:

  • Sigara Kullanımı: PAH için en güçlü ve önlenebilir risk faktörüdür. Sigara, damar duvarının iç astarına (endotel) doğrudan zarar vererek plak oluşumunu tetikler ve kanın pıhtılaşma eğilimini artırır.
  • Şeker Hastalığı (Diyabet): Diyabet, damar sertliği sürecini kat kat hızlandırır ve genellikle daha küçük damarları etkileyerek tedaviyi zorlaştırır.
  • Yüksek Tansiyon (Hipertansiyon): Damar duvarlarına sürekli yüksek basınç uygulayarak esnekliklerinin kaybolmasına ve hasar görmelerine neden olur.
  • Kolesterol Yüksekliği (Dislipidemi): Özellikle yüksek LDL (kötü kolesterol) seviyeleri, plakların ana yapı maddesini oluşturur.
  • Kronik Böbrek Yetmezliği: Damar duvarında kireçlenmeyi artırarak hastalığa zemin hazırlar.
  • Genetik Yatkınlık: Ailede erken yaşta damar hastalığı öyküsü olması riski artırır.

Hastalığın Evrelerine Göre Belirtiler

Hastalığın belirtileri, tıkanıklığın derecesine ve yerine göre değişiklik gösterir.

1. En Yaygın Belirti: Yürürken Gelen Ağrı (Klaudikasyo)

Hastalığın en tipik ve erken belirtisi, belirli bir mesafe yürüdükten sonra bacaklarda, özellikle baldır kaslarında ortaya çıkan kramp tarzı ağrı, yorgunluk veya sıkışma hissidir. Bu ağrıya klaudikasyo denir. Yürüyüş sırasında artan kas aktivitesi daha fazla oksijenli kan gerektirir. Ancak daralmış damar bu ihtiyacı karşılayamaz ve kaslarda ağrı oluşur. Hasta birkaç dakika dinlendiğinde ağrı tamamen geçer, ancak yürümeye devam ettiğinde aynı mesafede tekrar başlar. Bu durum, hastaların sık sık durup dinlenmesine neden olduğu için halk arasında “vitrin hastalığı” olarak da bilinir.

2. İleri Evre Belirtisi: İstirahat Ağrısı

Hastalık ilerlediğinde, kan akımı o kadar azalır ki, kaslar dinlenme halindeyken bile yeterince beslenemez. Bu durumda, özellikle geceleri yatağa uzanınca ayaklarda ve parmaklarda ortaya çıkan şiddetli, yanıcı bir ağrı başlar. Hasta ağrıyı hafifletmek için bacağını yataktan aşağı sarkıtma ihtiyacı duyar. İstirahat ağrısının varlığı, durumun ciddileştiğini ve uzvun tehlikede olduğunu gösterir.

3. Son Aşama: Kritik Bacak İskemisi ve Yaralar

Tedavi edilmeyen ileri vakalarda kan akımı doku canlılığını sürdüremeyecek kadar azalır. Bu aşamada ayakta, parmaklarda veya topukta en ufak bir travmayla veya kendiliğinden iyileşmeyen yaralar (arteriyel ülserler) açılır. Bu yaralar son derece ağrılıdır. Süreç daha da ilerlerse, parmaklardan başlayarak doku ölümünün (gangren) gelişmesi kaçınılmaz olur. Bu durum, uzvun kesilmesi (amputasyon) riskini beraberinde getiren acil bir durumdur.

Bacak Damar Tıkanıklığı Nasıl Teşhis Edilir?

Tanı, hastanın şikayetlerinin dinlenmesi, detaylı bir fizik muayene ve modern görüntüleme yöntemleri ile konur.

  • Fizik Muayene: Doktor, ayaktaki nabızları (dorsalis pedis, posterior tibial) elle kontrol eder. Nabızların alınamaması veya zayıf olması önemli bir bulgudur. Ayrıca bacak derisinde solukluk, soğukluk, kıllarda dökülme gibi beslenme bozukluğu işaretleri aranır.
  • Ayak Bileği-Kol İndeksi (ABI): Bacak damar tıkanıklığını teşhis etmede en basit, hızlı ve objektif testtir. Ayak bileklerinden ve koldan tansiyon ölçümü yapılarak oranlanır. Normalde bu oranın 1.0 ile 1.4 arasında olması gerekir. 0.9’un altındaki değerler PAH tanısını destekler.
  • Renkli Doppler Ultrasonografi: Ses dalgaları kullanarak damarların haritasını çıkarır, kan akımını gösterir ve darlığın yerini ve derecesini net bir şekilde saptar.
  • BT veya MR Anjiyografi: Tedavi planlaması öncesinde, damar ağının tamamını üç boyutlu olarak görmek için kullanılan ileri görüntüleme yöntemleridir.

Ne Zaman Tedavi Zorunlu Hale Gelir?

Klaudikasyo (yürüme ağrısı) varlığı, hastanın genel damar sağlığının bozulduğuna dair önemli bir uyarıdır. Bu hastaların kalp krizi ve felç geçirme riski de artmıştır. Tedavi, özellikle aşağıdaki durumlarda zorunlu hale gelir:

  • Hastanın yürüme mesafesi günlük yaşam aktivitelerini (çarşıya gitmek, işini yapmak vb.) engelleyecek kadar kısaldıysa,
  • İstirahat ağrısı başladıysa,
  • Ayakta iyileşmeyen yaralar veya gangren geliştiyse.

Bacak Damar Tıkanıklığında Güncel Tedavi Yöntemleri

Tedavi, hastalığın evresine göre kişiselleştirilir. Amaç; şikayetleri gidermek, yürüme mesafesini artırmak ve en önemlisi uzuv kaybını önlemektir.

1. Tedavinin Temeli: Yaşam Tarzı ve Egzersiz

Bu, tedavinin temel taşıdır ve diğer tüm yöntemlerin başarısı buna bağlıdır.

  • Sigaranın Kesin Olarak Bırakılması: Sigara bırakılmadan yapılan hiçbir tedavi uzun vadede başarılı olamaz.
  • Risk Faktörlerinin Kontrolü: Tansiyon, kolesterol ve şeker hastalığı ilaçlarla ideal seviyelere getirilmelidir.
  • Denetimli Egzersiz Programları: Haftada en az 3-5 gün, 30-45 dakika süren yürüyüş programları, yeni kılcal damarların (kollateral dolaşım) gelişmesini teşvik ederek ve kasların oksijeni daha verimli kullanmasını sağlayarak yürüme ağrısını belirgin şekilde azaltır.

2. İlaç Tedavisi

Tüm PAH hastalarında pıhtı oluşumunu ve kalp krizi riskini azaltmak için kan sulandırıcı ilaçlar (Aspirin, Klopidogrel) ve plakları stabilize etmek için kolesterol düşürücü ilaçlar (statinler) standart olarak kullanılır. Ayrıca, yürüme mesafesini artırmaya yönelik özel ilaçlar da hekim tarafından reçete edilebilir.

3. Minimal İnvaziv (Endovasküler) Tedaviler

Bu yöntemlerde, genellikle kasık atardamarından küçük bir iğne ile girilerek, anjiyografi eşliğinde daralmış veya tıkalı damar bölgesi içeriden açılır.

  • Balon Anjiyoplasti: Daralmış bölge, özel bir balon ile şişirilerek genişletilir.
  • Stent Uygulaması: Balonla genişletme sonrası damarın tekrar daralmasını önlemek için metal bir kafes (stent) yerleştirilir.
  • Aterektomi: Özel cihazlarla damar içindeki plakların kazınması veya traşlanması işlemidir.

4. Cerrahi Tedavi (Bypass Ameliyatı)

Tıkanıklığın çok uzun bir segmenti kapsaması, endovasküler yöntemlerin başarısız olması veya kritik bacak iskemisi (istirahat ağrısı, yara) gibi durumlarda tercih edilir. Bu ameliyatta, tıkanıklığın öncesi ile sonrası arasına, hastanın kendi bacağından alınan bir toplardamar veya yapay bir damar kullanılarak yeni bir yol, bir köprü (bypass) oluşturulur. Bu sayede kan, tıkalı bölgeyi atlayarak ayağa ulaşır.

Sonuç: Bacak Ağrısının Ötesindeki Anlam

Bacak damar tıkanıklığı, sadece yürümeyi zorlaştıran bir rahatsızlık değil, tüm vücuttaki damar sisteminin tehlikede olduğunun önemli bir göstergesidir. Yürüme sırasında ortaya çıkan ve dinlenince geçen bir bacak ağrısını “yaşlılık” veya “yorgunluk” olarak göz ardı etmemek gerekir. Erken teşhis, risk faktörlerinin kontrol altına alınması ve modern tedavi yöntemleri sayesinde hem yaşam kalitesini artırmak hem de kalp krizi, felç ve uzuv kaybı gibi ciddi sonuçları önlemek mümkündür. Belirtileri yaşıyorsanız, vakit kaybetmeden bir kalp ve damar cerrahına başvurmanız hayati önem taşır.